Akdeniz’de Keşfedilen Gizemli Daireler
Yaklaşık 13-14 yıl önce, okyanus bilimcisi ve deniz biyoloğu Christine Pergent Martini, Akdeniz’de şaşırtıcı bir keşif yaptı. Denizin derinliklerinde, birbirine kusursuz bir şekilde sıralanmış binlerce daire gördü. Ancak bu dairelerin sırlarını çözmek kolay olmadı. Martini ve ekibi, bu dairelerin yaklaşık 1.300 tane olduğunu ve ortalarında anlamlandırılamayan bir takım oluşumların bulunduğunu fark etti. Hemen bu gizemi çözmek için araştırmalara başladılar.
İlk başta bu dairelerin, bilinmeyen bir şekilde büyüyen mercan yosunları olabileceği düşünüldü. Ancak daha derinlemesine yapılan incelemelerde, her bir dairenin ortasında koyu renkli noktalar olduğu görüldü. Bunun ardından araştırmalar hızlandırıldı ve bilim insanları tüplü dalış kıyafetleriyle denizin dibine inmeye başladılar. Martini, bir daireye yaklaştığında, burada kırmızı kalkerli alglerden oluşan büyük çıkıntılara rastladı. Çıkıntıların çevresinde ise, soluk renkli çakıl taşlarıyla kaplı çorak bir arazi bulunuyordu.
Araştırmacılar bu bölgede, henüz bozulmamış ve son derece sıra dışı bir ekosistem keşfetmişlerdi. Ancak, bu dairelerin tehlikeli bir konumda olduğunu da fark ettiler. Çünkü bu alan, önemli nakliye rotaları üzerinde yer alıyordu ve ticari gemiler, bu düzeni altüst edebilirdi. Ekip hızla daha fazla dalış gerçekleştirdi ve bu süreçte dairelerin sırrı bir nebze daha çözüldü.
Dalgıçlar, bu dairelerin ortasında bulunan çıkıntıların, kalsiyum karbonatla yapılan fotosentetik organizmalara ait tortul kalıntılarından oluştuğunu keşfettiler. İklim tarihi uzmanları, bu bulguların derin bir gezegensel değişim dönemine işaret ettiğini belirtiyor. Akdeniz’in geçmişte daha soğuk ve sığ olduğu dönemde, bu alg kolonilerinin deniz tabanına kök saldığı düşünülüyor. Bu algler, yaklaşık 3.000 yıl önce gelişmiş ve son buzul çağında, denizin Güneş ışığı altında kalan bölgelerine yerleşmişlerdi. Sonuç olarak, bu daireler, tarihin derinliklerinden gelen gizemli bir ekosistem anlayışını gün yüzüne çıkarmaktadır.