Anlayıp Konuşamamanın Sebebi Nedir?
Birçok kişi, bir yabancı dilde konuşma esnasında kelimeleri anlamakta zorluk çekmezken, aynı dilde konuşmaya başladığında beyninin aniden donduğunu hisseder. Yabancı dildeki kelimeleri doğru bir şekilde anlayabilmek, konuşmak kadar kolay olmamaktadır. Bu durumun temelinde, "girdi-çıktı dengesizliği" yatmaktadır. Çoğu kişi, yabancı dildeki sesleri duyma ve okuma pratiği yaparken, konuşma pratiği konusunda geri planda kalmaktadır. Yabancı diziler, derslerdeki konuşmalar ve metinler aracılığıyla dilin yapılarını öğreniyoruz fakat çoğu zaman bu bilgiler, hızlı bir şekilde kendi konuşmamıza dönüştürülemiyor.
Dil öğrenmenin en zor aşamalarından biri, bu bilgilerin beyin tarafından hızla üretime geçirilmesidir. Bu yüzden, beynin dil kasları arasındaki bağlantı yeterince gelişmez ve bu da öz güven kaybına yol açar. Sonuç olarak dil bilgimizi doğru şekilde üretme yeteneğimiz zayıflar. Dil öğreniminde anlayış aşaması, beynin bilgiyi analiz etmesiyle gerçekleşirken, konuşma, bu bilgiyi anlamlı bir şekilde birleştirerek yeni bir yapı ortaya çıkarmayı gerektirir. Anlamak, beynin kelimeleri ve yapıları doğru bir şekilde parçalamasıyla yapılırken, konuşmak daha karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte dil kuralları ve sözcüklerin doğru sırayla birleştirilmesi gerekir. Ancak, pratik yapmadıkça bu beceri yeterince gelişmez.
“Anlıyorum ama konuşamıyorum” durumu, bir difüzyon ve enerji transferi gibi düşünülebilir. Beynimiz, anlamını bildiği kelimeleri bir yerden diğerine taşır ve bağlam içinde eksik olanları tahmin etmeye çalışır. Bu analiz yöntemiyle, anlamadığımız kelimelerin yerini doldururuz. Bu süreç, anlamayı çok daha kolay hale getirirken konuşma esnasında fazladan bir enerji ve bağ kurma süreci gerektirir. Konuşmada hem dil bilgisi hem de aktif bir düşünme süreci gereklidir. Yani, anlamak daha kolaydır, çünkü sadece beynin hazırladığı bilgiye dayalıdır, ancak konuşma esnasında hem bu bilgi üretilmeli hem de çıktı doğru bir şekilde oluşturulmalıdır.
Bu durum, dil öğrenmenin karmaşıklığını ve pratik yapmanın önemini gösteriyor. Eğer dil öğrenmeye devam etmek istiyorsanız, sadece dinlemek ve anlamak yeterli değildir, aynı zamanda konuşma pratiği yapmak ve beyninizin hızlıca dil üretme becerisini geliştirmek gereklidir.
