Hapishane Mahkûmlarına Rızasız Ve Etik Dışı Deneyler Yapan Dermatolog: Hiçbir Ceza Almadan Kurtulmuş!

Albert Kligman, 20. yüzyılın en tartışmalı dermatologlarından biriydi. 1916-2010 yılları arasında yaşayan Kligman, özellikle Retin-A (tretinoin) adlı akne ve yaşlanma tedavisiyle tanınır ve cilt bakım alanında önemli katkılar sağlamıştır. Ancak Kligman’ın bilim dünyasına katkılarının yanı sıra, etik dışı uygulamaları da oldukça tartışmalı olmuştur. Özellikle hapishane mahkûmları üzerinde gerçekleştirdiği deneyler, onun kariyerini lekeleyen en önemli olaylardan biridir. Kligman, deneylere katılmayı kabul eden mahkûmların çoğunun deneylerin içeriği, riskleri ve amaçları hakkında bilgilendirilmeden, hatta gönüllü olmadan katılmalarını sağlamıştır. Çeşitli kimyasallar, toksinler ve kanserojen maddelerle yapılan deneylerde, mahkûmlar ciddi cilt tahrişleri, yanıklar ve uzun vadeli sağlık problemleri yaşamışlardır. Bu deneyler, yalnızca akademik amaçlarla değil, aynı zamanda kozmetik ve ilaç şirketlerinin ticari çıkarları doğrultusunda finanse edilmiştir.

Kligman’ın yaptığı bu deneyler, özellikle Nürnberg Kodu’nu ihlal etmiş ve insanların üzerinde yapılan etik dışı deneylerin önüne geçilmesi gerektiğini gözler önüne sermiştir. Kligman, deneylerinin ardından hiçbir ceza almamış olsa da, bu etik ihlaller yıllar içinde birçok eleştiriye neden olmuştur. 1970’lerde ve 1980’lerde insan denekler üzerinde yapılan araştırmalarla ilgili etik kurallar sıkılaştırılmış, ancak Kligman’ın yaptığı deneylerin geride bıraktığı izler hâlâ unutulmamıştır.

Bu tür etik dışı deneylerin sadece insanlar üzerinde değil, hayvanlar üzerinde de yapıldığı günümüzde hala devam etmektedir. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerle birlikte, kök hücreler gibi yeni metotlar, hayvan kullanımı olmadan daha iyi sonuçlar elde edilebileceğini göstermektedir. Ancak ne yazık ki, birçok büyük kozmetik ve ilaç şirketi, hâlâ hayvanlar üzerinde testler yapmaktadır. Tüketiciler olarak, hayvan deneyleri yapılmayan ürünleri tercih etmek, bu uygulamaların sona ermesine yardımcı olabilir. "Cruelty-free" veya "vegan" amblemleri, ürünlerin hayvanlar üzerinde test edilmediğini gösteren önemli bir göstergedir. Hayvan deneyleri yapılmayan markaların desteklenmesi, etik dışı uygulamaların son bulmasına katkı sağlayabilir.